Kategoriler

19 Eylül 2014 Cuma

Çilek Kızlar


Kimi kitaplar var ki, tek bir türe dahil edilemez. Çok karışıktır, her duyguyu barındırır içinde. Bu kez inceleyeceğim kitap tek ve tartışılmaz bir türe ait; Dram.. Anlatımı ve konu bütünlüğü güzelse her dram benim için vazgeçilmezdir o yüzden şimdi bahsedeceğim kitabı başta kendime saklamayı düşündüm, kimse bilmesin, aldığım kitapçıdaki kuytu köşesinde sadece ben keşfetmiş olayım dedim ama hikayesi o kadar hüzünlü ve güzel ki, kıyamadım. Bu ara yormayan ve akıcı bir kitap istiyorum, tasarımı da güzel olsa fena olmaz diyorsanız sizi yazımın devamını okumaya davet ediyorum.





Kitap Adı: Çilek Kızlar
Kitap Yazarı: Joyce Maynard
Orjinal İsmi: The Good Daughters<
Yayınevi:
A.P.R.I.L Yayıncılık



'' Aynı gün. Aynı hastane. İki komşu aile bebeklerini beklemekte. Ya bebekler yer değiştirirse ? ''




Aynı gün dünyaya gelen iki kız çocuğu olan Ruth ve Dana, birbirinden tamamen farklı iki ailede büyümektedir. Ruth'un ailesi kırsal hayata mensup ve çiftçi bir aileyken, Dana'nınki ise sanatçı ruhlu ve gezgindir. Ancak iki kızın da kişilikleri büyüdükleri ortama ve yetiştirildikleri aileye çok zıt gelişmektedir. Ruth, resim çizmekten hoşlanan ve ileride ressam olmayı düşleyen bir kızdır, Dana ise ziraat ve tarıma ilgi duyan erkeksi bir bedene ve sert bir karaktere sahiptir. Aileleri ise durumun farkında olmakla birlikte büyük sırlar taşımaktadır ve iki kızın hayat yolu bir şekilde sürekli kesişecektir.



( Spoiler İçerir!!!)



Kitabın büyük sırrını çözmeniz için sadece arkasını okumanın yeterli olacağını düşünüyorsanız tamamen yanılıyorsunuz. April yayınevinin çoğu kitabında aynı durumun geçerli olduğunu görmekle beraber bu beni kitabı okumaktan kesinlikle soğutmuyor, biliyorum ki arkasında yazan sır sadece bir başlangıç.. Kitabın ilk kısımlarında iki ailenin birbirine taban tabana zıt oluşunu ve iki kızın karakterlerinin de bu zıtlığa uygun geliştiğini görüyoruz. Bulundukları aileye kendini ait hissetmeme ruh halinin ne kadar yıkıcı ve travmatik oluşuna şahit oluyoruz. Kızlarımız geliştikçe karakteristik özellikleri oturmaya başlıyor ve git gide içinde bulundukları çevreyi sorguluyorlar. İki ailenin arasındaki ilişki de oldukça tuhaf durumda, ne yakın olabiliyorlar ne de uzak. Başta bu durumun sadece Ruth'un annesinin Dana'ya ve ailesine olan tuhaf saplantısından olduğunu zannediyoruz ki durum bunun çok ötesinde.Ruth'un babasının Dana'nın annesiyle arasındaki gizemli ilişki, sayfaları daha hızlı çevirmenize,kitabın sırlarını daha hızlı çözmek istemenize sebep oluyor. Tahmin edersiniz ki kitabın başından itibaren bebeklerin karıştığı konusunda her okuyucu hemfikir olacaktır ancak ilerleyen kısımlarda bu karışıklığa sebep olan olayları, Ruth ve Dana'nın sanıldığı gibi ayrı dünyaların insanları olmadıklarını göreceksiniz. Üstelik Ruth'un imkansız aşkına şahit olacak, kendinizi onun yerine koyarak ben olsam ne yapardım diye düşüneceksiniz.Dana'nın kimlik arayışının ve bir yere ait olamama hissinin yoğunlukta olduğu kısımlarda gözyaşlarınızı tutamayacağınızdan eminim, benim kitabımın çoğu sayfası gözyaşı izleriyle dolu.


 ------------------------

 Kısacası aşkın sınırlarının ve ebeveyn olmak için sadece kan bağı mı gereklidir sorusunun irdelendiği bu kitaba karakterlerle empati yaptığınızda kendinizi daha fazla kaptıracağınızdan eminim. Meraklıları için benim eleştirilerim bu kadar. Daha fazla yazmama gerek yok, okumak isteyenleri harika bir kitap bekliyor :)



 Okurken dinleyin diye;








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarla yaşıyoruz